Sibo Tam Olarak Nedir? Bağırsakta Aşırı Bakteri Çoğalması
Bu yazımızda bağırsak florasında bulunan zararlı bakterilerin çoğalmasından ve sibodan bahsedeceğiz. Son zamanlarda GI mikrobiyom araştırmalarda önem kazanmıştır. Bağırsak florası ve mikrobiyata, sindirim sisteminin bir parçasıdır. Bizlerde son yazılarımızda bölüm bölüm bağırsak florasına önem vermekteyiz ve blog içerikleri girmekteyiz.
Sibo Tam Olarak Nedir?
İnce bağırsakta aşırı bakteriyel büyüme (SIBO) yeni bir durum gibi görünebilir. İnce bağırsakta aşırı bakteri çoğalması diyebiliriz. (Zararlı) Bunun tarihi çok eskilere kadar dayanıyor. O zamanlar; 1980’lerin başında, Candida Aalbicans‘ın bağırsak yolunda aşırı büyümesine, karmaşık bir dizi semptomun bir faktörü olarak çok fazla odaklanılıyordu. Yine de, gördüğüm hastaların çoğunda bu semptomların olduğunu, ancak kandidanın kontrolden çıktığına dair hiçbir kanıt olmadığını fark ettim. Semptomlarından başka bir şey sorumlu olmalıydı ve ince bağırsakta aşırı bakteri üremesi çok iyi bir açıklama gibi görünüyordu. Son 10 yılda SIBO, araştırmalarda ve internette büyük bir moda sözcük haline geldi. Neyse ki, etkili cevaplar hala var.
İnce Bağırsak Hakkında Kısa Bir Bilgi
İnce bağırsak genellikle 21 fitten uzundur ve üç bölüme ayrılır: Duodenum ilk 10 ila 12 inç, jejunum orta kısımdır ve yaklaşık 8 fit uzunluğundadır ve ileum yaklaşık 12 fit uzunluğundadır.
İnce bağırsak, sindirilen materyallerin sindirimi, emilimi ve taşınmasının tüm yönlerine katılır. Çeşitli sindirim ve koruyucu maddeler salgıladığı gibi pankreas, karaciğer ve safra kesesinin salgılarını da alır.
Minerallerin emilimi ağırlıklı olarak duodenumda gerçekleşir, suda çözünen vitaminlerin, karbonhidratların ve proteinin emilimi öncelikle jejunumda gerçekleşir ve ileum yağda çözünen vitaminleri, yağı, kolesterolü ve safra tuzlarını emer. Bu yüzden bağırsak florası, vitamin ve minerallerin emilimde öncülük kılar.
SIBO Hakkında Bilmeniz Gerekenler
Mide ve ince bağırsak, mikroorganizmalardan nispeten arınmış olacak şekilde tasarlanmıştır. Nedeni açık olmalıdır, ince bağırsakta aşırı büyüyen mikroorganizmaların varlığı, emilme şansı bulamadan çeşitli besin maddelerini kullanmaya başladıkları bir senaryo oluşturur. Sonuç, karbonhidratların fermantasyonu ve proteinlerin çürümesidir. Bu, çok fazla gazın yanı sıra, irritabl bağırsak sendromuna (IBS) benzeyen sindirim semptomlarının yanı sıra bazı ek eşlik eden semptomlara neden olabilir. IBS, aşağıdakilerin bir kombinasyonu ile ilişkilidir: Bu belirtiler var ise sibo olasılığı artar:
Sibo Belirtileri Neler?
- Karın ağrısı veya şişkinliği. (Ayrıca aşırı şişkinlikten nasıl kurtuluruz?) blog içeriğimize göz atabilirsiniz.
- Değiştirilmiş bağırsak fonksiyonu, kabızlık veya ishal.
- Kolonik mukusun aşırı salgılanması.
- Dispeptik semptomlar (şişkinlik, mide bulantısı , iştahsızlık).
- Değişen derecelerde kaygı veya depresyon.
SIBO ile, genellikle aşağıdakiler de dahil olmak üzere başka ilişkili semptomlar vardır:
- Beyin “sisli”.
- Tükenmişlik.
- Eklem ağrısı.
- Cilt sorunları: akne, egzama, kızarıklıklar veya rosacea.
- Kilo kaybı.
Tabi bu belirtiler aynı zamanda geçirgen bağırsak sendromu içinde geçerlidir. Önceki blog içeriğimizde geçirgen bağırsak sendromu hakkında bilgi vermiştik.
İlgili konu başlığı: Geçirgen bağırsak sendromu, Leaky gut.
Peki SIBO Nasıl Teşhis Edilir?
SIBO’nun klinik olarak teşhis edilmesinin birincil yolu nefes testidir. Test, hastanın bir doz glikoz veya laktuloz almasını ve ardından hidrojen ve metan ölçümü için her 20 dakikada bir toplama torbasına solumasını içerir. Normalde bu gazlar yüksek miktarlarda atılmaz, ancak SIBO ile seviyeleri oldukça yüksek olabilir. Test edilecek iki şekerden glikoz genellikle daha anlamlı sonuçlar verir, ancak yalnızca ince bağırsağın ilk bölümünde aşırı bakteriyel büyümeyi temsil eder. Laktüloz, aşırı büyüme ince bağırsağın son kısmı olan ileumda meydana gelirse daha faydalıdır.
SIBO’nun nefes testi yoluyla teşhisi, hasta normal hidrojen veya metan seviyelerinden daha fazla ölürse verilir. SIBO, hidrojen baskın, metan baskın veya karışık olabilir. Hidrojen baskın SIBO en çok diyare ile ilişkilendirilirken, metan baskın en çok kabızlık ile ilişkilidir. Bu fark, farklı bağırsak bakteri türlerinin aşırı çoğalmasını yansıtır.
SIBO’ya Ne Sebep Olur?
SIBO genellikle koruyucu mekanizmalarda bir bozulmayı temsil eder. İnce bağırsakta aşırı bakteri üremesini önleyen birçok yerleşik faktör vardır; bunların en başta gelenleri, safra ve sindirim enzimlerinin sindirim salgıları ile birlikte gıda bolusunu ince bağırsaklar boyunca hareket ettiren peristaltik kasılmalardır. Enzimlerin, safranın veya diğer sindirim salgılarının eksikliği ve ayrıca azalmış peristaltizm, bir kişinin bakteriyel veya kandida aşırı büyümesi ve ayrıca gastrointestinal sistemin kronik kandida enfeksiyonları dahil olmak üzere bağırsak enfeksiyonu riskini büyük ölçüde artırır .
İnce bağırsakta aşırı bakteri üremesine karşı bir diğer önemli engel, kolonu ince bağırsaktan ayıran ile İleoçekal kapakçıktır. Bir kapıya çok benzeyen bu mekanik bariyer, kolonda bulunan çok fazla bakterinin ince bağırsağa girmesini önlemek için tasarlanmıştır.
SIBO’nun Tedavisi Var Mıdır?
Çoğu zaman SIBO’nun tedavisi, bakteriyel aşırı büyümeyle başa çıkmak için stratejilerle birlikte düşük karbonhidratlı bir diyet içerir. Düşük bir FODMAP diyeti, birincil diyet yardımcı maddesi olarak ortaya çıkmıştır. FODMAP’ler kısa zincirli karbonhidratlardır (oligosakkaritler) ve bağırsak bakterileri tarafından fermente edilerek hidrojen veya karbon dioksit gibi büyük miktarda gaz vererek karın şişkinliğine neden olan şekerlerdir. FODMAP kaynakları baklagillerin, sebzelerin, meyvelerin ve tahılların çoğunu içerir. Bu nedenle, diyet son derece sınırlayıcıdır ve sürdürülebilir değildir. Neyse ki, son araştırmalar, sindirim enzimi takviyelerinin, özellikle çeşitli rahatsız edici oligosakkaritleri ve şekerleri sindirmek için tasarlanmış olanların, sağlığı teşvik eden pek çok gıdadan vazgeçmek zorunda kalmadan sindirim semptomlarını iyileştirmede etkili olabileceğini göstermektedir.
İlgili konu: Şişkinliğin Nedenleri Neler?
Bakteriyel aşırı büyüme ile başa çıkma konusunda, SIBO’nun geleneksel tıbbi tedavisi, öncelikle antibiyotiklerin uygulanmasına dayanır. Ancak bu yaklaşım, mikrobiyomun daha fazla bozulması nedeniyle sonuçta ek sorunlar oluşturur. Buna karşılık, doğal yaklaşım, SIBO’ya karşı koruyucu bariyerlerin düzgün çalışmasını veya benzer etkiler üretmek için tasarlanmış takviye stratejilerini eski haline getirerek bakteriyel aşırı büyümeyle başa çıkmaya odaklanır. En önemlisi, hidroklorik asit (HCl) replasman tedavisi, sindirim enzimleri ve safra salgılarını ve peristaltizmi teşvik eden bitkisel ajanları (örn. berberin , zencefil , enginar , devedikeni ) kullanma hedefidir.ve diğer koleretikler). Bakteriyel aşırı büyümeyi azaltmak için doğal ajanların kullanılması da yararlıdır. Kanımca bu ajanların başında sindirim enzimleri, berberin ve enterik kaplı nane yağı geliyor. Yani berberin ve nane yağı sibo da etkili demek mümkün.
SIBO’da Sindirim Enzimleri
Sindirim enzimleri, özellikle proteazlar ve lipazlar, SIBO’ya karşı önemli bir koruyucu faktördür. Pankreastan sindirim enzimlerinin yetersiz çıkışı SIBO ile ilişkili birçok semptomla ilişkilidir ve birçok durumda altta yatan önemli bir faktörü temsil edebilir. Sindirim enzimleri ayrıca, ince bağırsağın astarına sümüksü, yapışkan bir matris içinde yapışan, birbirine yakın bir şekilde paketlenmiş bir bakteri topluluğu olan biyofilm oluşumunu önleyen bağırsak içindeki olası konakçı savunma mekanizmalarıdır. Genel olarak, metan üreten bakterilerin biyofilm üretme olasılığı daha yüksektir ve genellikle temizlenmesi daha zordur. Sindirim enzimleri, ince bağırsakta bakteriyel aşırı büyüme için bir caydırıcı olarak hareket etmenin yanı sıra, biyofilm matrisini yiyebilir. Genel olarak SIBO için, Digest Gold gibi yüksek etkili bir sindirim enzimi müstahzarının yemekten hemen önce alınmasını araştırmanızı tavsiye ederim.
İlgili ürün: Digest Gold Sindirim Enzimi
Berberin ve Sibo İlişkisi
SIBO’da Berberin
Altınmühür (Hydrastis canadensis), kızamık (Berberis vulgaris), Oregon üzümü (Berberis aquifolium) ve altın iplik (Coptis chinensis) gibi alkaloid berberin içeren bitkiler, enfeksiyöz ishalde uzun bir kullanım geçmişine sahiptir. Daha yakın zamanlarda, saf berberin ile akut ishalin tedavisinde önemli başarı gösteren çok sayıda çalışma yapılmıştır. Berberinin, E. coli (gezgin ishali), Shigella dysenteriae (shigellosis), Salmonella paratyphi (gıda zehirlenmesi) dahil olmak üzere bir dizi farklı organizma türünün neden olduğu ishallere karşı etkili olduğu bulunmuştur. B. Klebsiella, Giardia lamblia (giardiasis), Entamoeba histolytica (amebiasis) ve Vibrio cholerae (kolera). Gibi…
İlgili Ürünler: Sibo Supplument
Bu sonuçlar, berberinin yaygın gastrointestinal enfeksiyonların çoğunun tedavisinde etkili göründüğünü ve çoğu durumda standart antibiyotiklerle karşılaştırılabilir sonuçlar verdiğini göstermektedir. Aslında, birkaç çalışmada sonuçlar daha iyiydi. Berberinin geleneksel antibiyotiklere göre avantajı, Candida albicans da dahil olmak üzere çok çeşitli hastalığa neden olan organizmaları hedef aldığı için seçici antimikrobiyal etki göstermesi, ancak Lactobacilli ve Bifidobacteria türleri gibi sağlığı teşvik eden bakteri türlerine karşı hiçbir etki göstermemesidir. Burası gerçekten önemlidir.
Diğer birkaç çalışma, berberinin SIBO’da etkili olabileceğini düşündürmektedir. Hayvan modellerinde berberin, bağırsak hareketliliğini geliştirir. Bu eylem, SIBO‘lu hastalarda başka bir anahtar hedeftir. Ve berberin SIBO’da çalışılmamış olsa da, hassas bağırsak sendromunda çok iyi sonuçlarla çalışılmıştır.
Sibo Tam Olarak Nedir?
Phytotherapy Research’te yayınlanan 2015 çift kör bir çalışmada, ishalin baskın olduğu IBS’li 196 hasta, berberin (200 mg) veya plasebo ( C vitamini) almak üzere randomize edildi.200 mg) sekiz hafta boyunca günde iki kez. Berberin grubu, ancak plasebo grubu değil, ishalde önemli iyileşme ve dışkılamada daha az aciliyet ve sıklık bildirdi. Berberin grubu ayrıca skorun sonundaki ilk skorlarla karşılaştırıldığında karın ağrısında %64.6’lık bir azalma yaşadı. Berberine, genel IBS semptom skorunu, anksiyete skorunu ve depresyon skorunu önemli ölçüde azalttı. Son olarak ve şaşırtıcı olmayan bir şekilde, berberin hastalarda artan bir yaşam kalitesi skoru ile ilişkilendirilirken, plasebo grubunda böyle bir değişiklik görülmedi.
Berberin, kan şekerini, lipitleri ve hipertansiyonu düşürmek için klinik deneylerde kapsamlı bir şekilde incelenmiştir. 25’in üzerinde çift kör çalışmada berberin, bu uygulamalarda geleneksel ilaçlarla eşit etkinlik göstermiştir. Bunu gündeme getirdim çünkü bu çalışmalarda dozaj tipik olarak yemeklerden önce günde iki ila üç kez 500 mg idi. Bu dozaj seviyesi, IBS’de sekiz haftalık denemede bulunanlardan daha hızlı sonuçlar verebilir ve muhtemelen SIBO’da daha tutarlı sonuçlar gösterecek dozajdır.
Nane Yağı ve Sibo
SIBO’da Enterik Kaplı Nane Yağı
SIBO için başka bir tedavi seçeneği enterik kaplı nane yağıdır. (ECPO). Nane yağı ve kekik, biberiye, kekik ve kimyon tohumlarında bulunanlar gibi muhtemelen benzer uçucu yağlar, SIBO’ya yardımcı olan bir dizi yararlı etki sergiler. Berberin gibi, bu uçucu bileşikler seçici antimikrobiyal etkiler gösterir ve ECPO, IBS‘de çok iyi sonuçlar göstermiştir. Nane yağındaki mentol ve diğer uçucu bileşikler hızla emildiği için enterik kaplamanın gerekli olduğuna inanılmaktadır. Bu hızlı emilim, etkilerini üst bağırsakla sınırlama eğilimindedir ve özofageal reflü ve mide ekşimesine yol açabilir.
Yaklaşık bir düzine çift kör çalışma, ECPO preparatlarının IBS’de son derece yararlı olduğunu göstermiştir . ECPO’nun bağırsak yolunun ritmik kasılmalarını iyileştirerek ve bağırsak spazmını hafifleterek çalıştığı düşünülmektedir. Bu uçucu yağların ek bir faydası da, ince bağırsakta aşırı çoğalabilen bakterilere veya Candida albicans’a karşı etkili olmalarıdır. ECPO’nun tipik dozu öğünler arasında günde iki kez 200 mg’dır.
Sibo Tam Olarak Nedir?
Bu içeriğimizde Sibo Tam Olarak Nedir? ile ilgili blog yazımızı okudunuz. Kısa, öz ve nitelikli olmasına özen gösterdik. Sağlıklı kalın, sağlıcakla kalın…
Bu blog, yerel sağlık departmanınız tarafından onaylanmamıştır ve teşhis, tedavi veya tıbbi tavsiye sağlama amacını taşımamaktadır. Bu blogda sağlanan içerik yalnızca bilgilendirme amaçlıdır. Tıbbi veya sağlıkla ilgili teşhis veya tedavi seçenekleriyle ilgili olarak lütfen bir hekime veya başka bir sağlık uzmanına danışın. Bu blogdaki bilgiler, bir sağlık uzmanının tavsiyesinin yerine geçmemelidir. Bu blog boyunca belirli ürünler hakkında ileri sürülen iddialar, hastalıkları teşhis etmek, tedavi etmek, tedavi etmek veya önlemek için onaylanmamıştır. Resimler temsilidir gerçeği yansıtmaz.
Doktor reçetesi ile yurtdışı bazlı supplumentleri iherb üzerinden getirmek mümkün.
